Tüketicilerin sürekli bilgi akışlarıyla bombardıman edildiği günümüzün "dikkat ekonomisi" ortamında, tasarımcılar olarak müşterilerimizin çalışanları, ortakları ve diğer paydaşları arasında anlamlı bir katılımı nasıl yönlendirebilir ve sürdürebiliriz? Dijital ve etkileşimli içerik oluşturucuları ile gerçekleştirdiğimiz iki yıllık araştırma, bu soruya net bir cevap sundu: sürükleyici deneyim.
Metaverse'den duyusal kurulumlara kadar geniş bir yelpazede, sürükleyici deneyimler dijital ve fiziksel alanlarda giderek daha fazla dikkat çekiyor. Ancak, "sürükleyici" deneyimden tam olarak ne anladığımıza odaklanmak önemlidir.
Dijital içerikte kapsayıcılığı teşvik etme konusundaki araştırmamızın ilk aşamasında, katılımcılarla yapılan nitel görüşmelerde, katılımı teşvik eden ve özellikle ajans duygusunu güçlendiren tasarımların daha kapsayıcı olduğunu gözlemledik. Yapılı çevredeki dijital deneyimler bağlamında kapsayıcılık, fiziksel yetenekler, coğrafi konumlar, teknolojik yeterlilik, erişim engelleri, kimlik ve daha birçok unsuru kapsıyor. Bu unsurları doğru bir şekilde ele almak, geniş bir kitleyle başarılı etkileşimler sağlamak için kritik bir rol oynuyor.
Bu gözlemler, etkileşimli kamu kurulumlarının tasarımının, bir dizi kimlik ve topluluk arasında anlamlı kullanıcı katılımını nasıl yönlendirebileceğini araştırmaya yönelik ikinci bir aşamaya geçmemize neden oldu. Sonuçta, sürükleyici deneyimin, hem tasarımcılar hem de kullanıcılar için ne anlama geldiğini yeniden tanımlamak gerektiğini fark ettik.
Sürükleyici deneyim, derinlemesine bir katılım yaratmayı hedefler bir akış, oyun ve keşif süreci ortaya çıkarır. Güvenli bir ortamda sunulan bu deneyimler, insanları daha önce gitmedikleri yerlere götürür, yeni deneyimler yaşatır ve kişisel gelişimi kolaylaştırır. Katılım, iş, yaşam ve oyun gibi farklı alanlarda başarı için vazgeçilmezdir. Gerçek sürükleyicilik ise, tasarımcıların insanlar, mekanlar ve organizasyonlar arasında güçlü ve derin ilişkiler kurmalarını sağlar.
Gerçek sürükleyiciliği, bir ziyaretçi ile tasarlanan deneyim arasında çok aşamalı, olumlu bir etkileşim döngüsü aracılığıyla elde edebileceğimizi keşfettik. Araştırmamızın ortaya koyduğu içgörüler doğrultusunda, dijital deneyim tasarımı için kullanıcıları sürekli katılıma teşvik eden yeni bir çerçeve geliştirdik. Bu çerçeve, bir dizi tasarım süreci önerisi sunarak, sürükleyici deneyim anlayışında bir paradigma değişimi yaratmaktadır.